MOOV by Garenta’da girişimci ruhuyla çalışmak

Ülkemin insanları için değer yaratmaya büyük önem veren şahsım için, Anadolu insanına hep daha iyisini sunma hedefiyle faaliyetlerini sürdüren Anadolu Grubu’nun bir parçası olmak karşıma çıkan güzel bir fırsattı. Bu yüzden CYO programını gördüğümde, hemen başvrumu yaptım. Kendi projem üzerinde de çalışma imkanı bulabileceğim program için gerekli olan önyazıyı nasıl heyecanla hazırladığımı hatırlıyorum. Gerekli aşamaları geçtikten sonra son mülakata geldi sıra. Proje konumu dinlediğimde “Tamam” dedim, “Artık gerçekten bir değer yaratabileceğim.” Üstelik yepyeni bir marka olan MOOV by Garenta bünyesinde.

Hemen proje konusu hakkında araştırma yapmaya başladım. Okudukça daha da heyecan duydum. Heyecan duyduğum kadar da korktum. Artık 23 arkadaşımla birlikte CYO olarak ben de Anadolu Grubu ailesinin bir parçasıydım (Gerçekten sizi aileden hissettiriyorlar). Ve macera burada başladı.

Günümüzün dijital tüketim anlayışına uygun şekilde mobil uygulama üzerinden araç kiralama hizmeti veren, sektörde yeni bir dönem başlatan MOOV by Garenta’nın oldukça dinamik bir dünyası var. Şöyle ki MOOV by Garenta, araç rezervasyonundaki uzun prosedürleri ortadan kaldırıyor. Uygulamayı telefonuna indiren kullanıcılar üye olduktan sonra kolayca aracını kiralayabiliyorlar. Aracı diledikleri kadar kullandıktan sonra, hizmet alanı içinde herhangi bir noktaya bırakıyorlar. MOOV by Garenta, hem zaman tasarrufu sağlıyor hem de kullanıcılarına, aracı kullandıkları süre kadar ödeme imkanı sunuyor.

Staj süreci aslında bir iş hayatı simülasyonu. Sorumlusu olduğumuz bir projemiz var ve bunun üzerine çalışıyoruz. Bu süreç boyunca gerçekten sorumluluk bizde. Buna ek olarak sürekli proje koçumuz ve danışmanımızın desteğini de alarak projeyi yürütüyoruz. Staja başladıktan sonra ekip arkadaşlarımın da desteğiyle korkulardan eser kalmadı. Heyecanım ise hep devam etti. Projem boyunca kendi ekibime ek olarak pek çok ekibin yardımını, fikirlerini aldım, birlikte çalışma fırsatı buldum, onlarla birlikte projemi geliştirdim, eksiklerimi gördüm. Bazen üzerinde çalıştığımız unsurların ayrıntılarını göremeyiz.  İşte o noktada yardımıma koşan, birbirimizi beslediğimiz dostlar edindim. Bu program bana çok şey kattı ama en büyük katkısı ekip çalışmasının, birbirini beslemenin önemini kavramamı sağlaması oldu. Başlangıçta daha az kendinden emin, “Acaba”ları olan, ne yapmak istediğinden emin olmayan bir Tuana vardı. 10 haftalık sürecin sonunda, şu anda bunları yazan Tuana ise daha kendinden emin, yapabileceklerini, ne yapmak istediğini ve ne yapmak istemediğini gayet iyi biliyor.

Arka tarafta ise bu programı düzenleyen, emek veren her şey için rahatça danışabileceğiniz inanılmaz bir ekip var. Sürecin başından sonuna etkinlikler, geziler, eğitimler ile gerçekten gelişiminiz için çabalayan ve sizi ailenin bir parçası hissettiren insanlar… Gençliğin hakkını vermek için her şeyi yapıyorlar.

Bana kattığın her şey için teşekkürler Anadolu Grubu ve Çelik Motor…