
Tıp fakültesine giren her genç gibi benim de çocukluk hayalim doktor olmaktı. İnsanlara yardım etmek, hastalıklarını iyileştirmek, acılarını dindirmek ve iyileştikleri zaman gözlerindeki o sevinci görebilmek… Hekim olunca anladım ki mesleğimizin özü, bilimin ışığı altında hastalara ruhen ve bedenen şifa vermek olsa da işin sırrı bunu insana yakışır bir şekilde sevgiyle, şefkatle yapabilmekte; insanları en hassas oldukları bu hastalık dönemlerinde ilgiyle, dikkatle dinleyip, anlayıp incitmeden iyileştirebilmekte. O yüzden hekimliğin, sadece bir bilim değil aynı zamanda bir iletişim sanatı, hatta bütünüyle hastalara, insanlara adanmış bir yaşam şekli olduğu söylenir. Devamını oku →