Yağız Yücel / Anadolu Grubu Kurumsal İlişkiler ve Medya İletişimi Yöneticisi

Kabul etmeliyim ki yemek yemek benim için hiçbir zaman karın doyurmaktan ibaret olmadı. Benim için önce insanın masada gözü doymalı. Bir restorana girdiğimde, masaların konumundan duvarda asılı resimlere, peçetelerin renginden çatal bıçakların masada durup durmadığına kadar her ayrıntıya dikkat ederim. Benim için bunların hepsi, yemeğin lezzetini destekleyen bütünün birer parçalarıdır. Yurt dışında bu deneyimin bütününe “Fine dining” diyorlar. Yemek yeme ritüeline olan bu merakım sayesinde genelde bugüne kadar çalıştığım şirketlerimin çoğunda öğle yemeklerini çevre restoranlarda yerdim. Öğle arasında bir saatlik zamanda yemekten ve iş arkadaşlarımla sohbetten en fazla nasıl keyif alırım diye düşünürdüm. Ta ki, Anadolu Grubu’nda çalışmaya başlayana kadar. İlk iş günümde, “Bu yemekhanede bir tatil köyü havası var” dedim. Konsepti ve yemeklerin lezzetini deneyimleyince ise burasının aslında bir “Yemekhane” olmadığını anladım. Devamını oku →